Blog Yazıları

Osmanlıca Çeviri Üzerine Düşünceler

Osmanlıca ile çeviri ifadeleri yan yana kullanılabilir mi? Osmanlıca çeviri yapılır, Osmanlıca kitap, gazete, dergi çevirisi yapılır veya Osmanlıca Türkçe çeviri ifadeleri ne kadar doğrudur? Osmanlıca olarak yazılmış bir kitabı, bir elyazması belgeyi bugün kullandığımız alfabeye aktarma işlemine çeviri diyebilir miyiz?

Osmanlıca toplumda yabancı dil gibi algılanmaktadır. Yüksek tahsil yapmış kesimler bile bu algıya sahiptirler. Halbuki bugün kullandığımız dil ne kadar Türkçe ise Osmanlı döneminde kullanılan dil de o kadar Türkçe idi. O dönemde Türkçeye girmiş ne kadar yabancı kelime (Arapça, Farsça) bulunuyorsa, bugün de o kadar, hatta ondan daha fazla yabancı kelime (Arapça, Farsça, İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca, Latince vb.) bulunmaktadır…

Osmanlı Türkçesinin yabancı dil gibi algılanmasının sebebi İslam alfabesi ile yazılmış olmasıdır. Bu algı, 1928 den itibaren alfabe ve benzerî konular üzerinde yoğunlaşan siyasî ve ideolojik baskılamanın sonucu oluşmuştur. Bilhassa eğitim sistemi aracılığıyla İslam alfabesi üzerinden topluma kasıtlı olarak verilen bilgi aynı yanlış algıyı beslemiştir. Bu yanlış algıyı kırmak için sürekli doğruları anlatmak gerekmektedir.

İslamiyetin kabul edilmesinden sonra yazılı dilde Kur an alfabesi benimsenmiş ve harf inkılabı (1928) yapılıncaya kadar da kullanımda kalmıştır. Bu durum, bize, Osmanlıcanın sadece Osmanlı Devletinde değil, Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında da kullanıldığını göstermektedir.

Günümüzün insanları Osmanlıca eser ve belgelerin Türkçe olduğunu bilmemekte, üniversite tahsili yapmış kişilerin çoğu bile Arapça veya Farsça kelimelerden oluşmuş farklı bir dil olduğunu zannetmektedir. Ki bu düşünce insanları Osmanlıya karşı olumsuz düşüncelere sevk eden en önemli sebep olarak karşımıza çıkmaktadır. Hatta bu durumu Araplaşmak olarak değerlendiren bir çok bilim insanı bile bulunmaktadır.

Osmanlıca Türkçeden farklı bil dil değildir. Arap alfabesini kullanmak ne insanları; ne dilleri Arapçalaştırmıştır. Nitekim yaklaşık 1000 yıl “Arap” alfabesini kullandık; Arap olmadık. Demek ki “Arap” alfabesini kullanmak insanları Araplaştırmamaktadır. Nitekim 90 yıldan beri de Latin alfabesini kullanıyoruz; fakat Latinleşmiyoruz. Bu yanlış algıyı oluşturan mantıktan hareket edersek bugünün yazı diline de Türkçe değil Latince demek gerekir. Kiril alfabesini veya Hint alfabesini kullanıyor olsaydık dilimize Rusça veya Hintçe mi diyecektik?

Kısaca Osmanlıca dediğimiz dil, Türkçenin Kur an alfabesi ile yazılmış halidir; halis muhlis Türkçedir. Hem gramer yapısı itibariyle Türkçedir; hem kullanılan kelimeler itibariyle Türkçedir. Osmanlı döneminde kullanılan Arapça ve Farsça kelimeler dilin Türkçe olma vasfını değiştirmediği gibi, bugün kullanmakta olduğumuz Latince, İngilizce veya Fransızca kökenli kelimeler de dilimizin Türkçe olma vasfını değiştirmemiştir.

Yazılarımızda veya konuşmalarımızda hep Osmanlıcadan Türkçeye çeviri / tercüme ifadelerini kullanıyoruz. Aslında bu tür ifadeler doğru değildir. Çünkü aynı dilde çeviri olmaz, sadeleştirme olabilir. Aynı dilde X alfabesi ile yazılmış belgeleri aynı dilde Y alfabesi ile yazma işlemine çeviri veya tercüme denilmesi yanlıştır. Çeviri veya tercüme iki yabancı dil arasında yapılır. Yani bir yabancı dilden bir başka yabancı dile yapılan eyleme tercüme veya çeviri denilir.

İki yabancı dil arasındaki tercüme eylemi kullandıkları alfabeleri dikkate alınarak yapılmaz. Mesela İngilizceden Fransızcaya yapılan anlam dönüştürmesine çeviri veya tercüme denildiği gibi iki farklı alfabeyi kullanan iki farklı dil arasında, mesela İngilizceden Arapçaya veya Hintçeden Yunancaya yapılan anlam dönüştürmeleri de çeviri veya tercüme olarak ifade edilir. Fakat Kiril alfabesi ile yazılmış Yunanca bir belgenin Latin alfabesine aktarılmasına çeviri veya tercüme denilmez. Bu dönüştürme işlemine “okuma” denilebilir mi? Okuma yazılı bir belgenin okunma eylemidir. Siz onu hangi alfabe ile yazarsanız yazın durum değişmez. Burada Osmanlı Türkçesi ile yazılmış bir belgenin okuma eylemi söz konusudur.

Osmanlıca belge Osmanlı alfabesini bilmeyen kişiler tarafından okunamadığı için burada “okuma” eylemi önem kazanmaktadır. Fakat okuma eylemi yazma veya bir başka alfabeye dönüştürme eylemini içermediği için belki itiraz edilebilir.

Bu durum akademik çevrelerde çoğunlukla transkripsiyon / Osmanlıca belgenin transkripsiyonu ifadeleri tercih edilmektedir. Bu kelimeyi tercih edenlerin gerekçesi, Osmanlı alfabesinde olup da Latin alfabesinde olmayan bazı harflerin değişik işaretler kullanılarak ifade edilmesidir. Buna transkripsiyon harfleri veya transkripsiyon alfabesi de denilmektedir. Bazıları da Latinize etmek ifadesini tercih etmektedirler ki bunların sayısı azınlıktadır.

Latinceye çevirmek, Latin harflerine çevirmek gibi anlamları bulunmaktadır. İngilizce / Fransızca bir kelimedir. Osmanlıca Türkçe çeviri, Osmanlıcadan Türkçeye çeviri ifadeleri Osmanlıca Türkçe tercüme, Osmanlıcadan Türkçeye tercüme ifadeleri kadar iki yabancı dil arasındaki dönüştürme eylemini ifade ettiklerinden kullanmak yanlış olur. Osmanlıcadan çeviri ifadesiyle alfabe dönüşümü kast edilse bile pek doğru görünmüyor.

Sonuç olarak şöyle diyebiliriz: Kullanılacak kelime bir tercih mes elesidir. Kullanıcılar elbette kelimelerden birini tercih edeceklerdir. Fakat bize göre Osmanlıcadan çeviri yapılır, Osmanlıcadan tercüme yapılır ifadeleri yerine Osmanlıca belgeler okunur, Osmanlıca eser okuması yapılır ifadeleri daha doğru bir tercih olacaktır…

Bir yorum bırakın